UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI : BARIŞ NE KADAR UZAĞIMIZDA ?

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, 2022’den bu yana küresel güvenlik ve uluslararası ilişkiler açısından kritik bir kriz olarak Avrupa’da barut ateşini yaktı.

Bu çatışma kriz olarak yalnızca Doğu Avrupa’daki dengeleri sarsmakla beraber bütün kıtayı etkiledi ve  tüm dünyanın başını ağrıtan bir krize dönüştü. Düşünün; bir yanda Avrupa’nın güvenlik dengeleri alt üst oluyor, diğer yanda enerji fiyatları, tahıl koridoru derken dünyanın dört bir köşesi bu çatışmadan nasibini alıyor. Yani mesele yalnızca cephedeki çatışmalar değil, ekonomik refah konusunda büyük bir kriz yaratıyor.

TÜRKİYE BU SAVAŞTA HANGİ KONUMDA?

Ukrayna-Rusya çatışması sırasında aktif  bir diplomatik arabulucu olarak öne çıkmaktadır. Hem Batı ve NATO müttefikleri hem de bölgesel aktörlerle yakın temas kurarak, taraflar arasında güven artırıcı diyalog kanallarının açılmasına ve sürdürülmesine katkı sağlıyor. Özellikle İstanbul görüşmeleri ve Antalya Diplomasi Forumu gibi platformlarda gerçekleştirilen temaslar, Türkiye’nin tarafsız ve yapıcı arabulucu imajını pekiştirmekte..

Türkiye, Ekonomik açıdan  ayrıca Karadeniz Tahıl Koridoru aracılığıyla milyonlarca ton Ukrayna tahılının dünya pazarlarına ulaşmasını sağlayarak, yalnızca bölgesel istikrarın değil, aynı zamanda küresel gıda güvenliğinin korunmasına da kritik bir katkı sağlamıştır. Bu girişim, Türkiye’nin barış süreçlerinde yalnızca askeri-diplomatik değil, aynı Ekonomik boyutta da etkin bir rol üstlendiğini bir nebze gösteriyor.

PEKİ BARIŞ NE DURUMDA ?

Doğrusu, iş çok da kolay görünmüyor. Tarafların talepleri o kadar farklı ki… Ukrayna, güvenlik garantileri ve toprak bütünlüğü konusunda taviz vermek istemiyor. Rusya ise “NATO genişlemesin, benim sınırlarımda Batı’nın gölgesi olmasın” diyor. Hal böyle olunca kalıcı bir çözüm ufukta pek görünmüyor.

Diplomasi kanadı da hareketli aslında. İstanbul görüşmeleri, Alaska zirvesi, Davos süreci gibi toplantılar yapılıyor. Savaş dönemi içinde  Masada birçok girişim oldu. Trump’ın yeniden başkanlığıyla birlikte dillendirilen Putin–Zelensky–Trump üçlü zirvesi de epey tartışma yarattı. Fakat işin açıkçası, bu tür öneriler biraz havada kalıyor. Çünkü sahada silahlar konuşmaya devam ederken, masada kalemlerin tek başına barış yazması kolay değil.

Ama şu da bir gerçek: Bu diyalog kanalları tamamen kapansa, savaşın daha da çetrefilli bir hal alması Ekonomik olarak işi zorlaştırır. Yani diplomasi, ne kadar kırılgan olursa olsun, barış istenmesi tek umudumuz.

Ukrayna–Rusya savaşı artık sadece iki ülkenin çatışması değil; ittifakların çatışması haline gelmiş durumda.. Evet, NATO’nun genişlemesi, enerji güvenliği, ekonomik yaptırımlara neden oluyor. Hepsi bu sürecin düğüm noktaları. Ve bizler, sosyal Medya hesaplarımızdan ve ekranlardan izlerken aslında tarihin en büyük pazarlıklarından birine tanıklık ediyoruz.