KRAL ÖLDÜ, YAŞASIN YENİ KRAL
- Erhan Gürel
- 4 saat önce
- 3 dakikada okunur
Osmanlı Devleti'nde veraset, cülus ve padişahların tahta çıkış serüveni..
Tarihin görüp görebileceği sayılı ve şaşalı imparatorlukların başında gelen, adriyatikten Çin settine, avrupanın içinlerine kadar hükmeden kudretli Osmanlı Devleti…

Devletin eski türklerden bir itibar gelen devleti yönetecek kişinin yaratıcı tarafından görevlendirilmiş bir kişi olduğunu ve gücünü buradan aldığını düşünürsek başa geçecek bu mirası devam ettirecek kişi elbette güçlü olmak zorunda hem de en güçlü… Kaç milyonluk dünyada sayısız devletler, imparatorluklar kuruldu yıkıldı. Kimisi içsel dönüşüm yaşadı, kimisi gününün gerçeğini yakalayamadı.
Bir gerçek var ki çoğusu içsel hesaplaşmaya kurban gitti. Dış müdahaleler, çok fazla veliaht olması, bürokrasi kanadının yönetimsel karışıklık çıkarması, dinsel tarafın etkisi ve dahası… Osmanlı devleti de Anadoluyu kasıp kavuran Moğol istilasından sonra 2. Beylikler döneminde Osman Bey tarafından bir araya getirilmiş ve batıya doğru bizansa karşı akınlar yapmaktaydı. Peki insan ömrü nihayete erdiğinde kurulmuş bir yapı ölenle mi gidecekti? Tabiki de kurulan oluşturulan düzeni daha da genişletecek kişiler başa gelmeliydi. Öyle de oldu tarihi birkaç sene geriye aldığımız da osman beyin fetihlere mani oluyor gazaya engel oluyor diye kendi kanından olan amcasını öldürmüştü. Millet için devlet için en iyisi hangisi olacaksa o olmalıydı önüne çıkan engeller bir bir yıkılmalıydı. Ya devlet başa olmalı ya da kuzgun leşe…
Kitleleri arakanıza almak ve onların desteğini almak istiyorsan güçlü olmak zorundasınızdır.çünkü insanoğlu güçlüyü sever ona inanır. Taht oyunları dünya üzerindeki en acımasız ve en siyasi olan satranç masası … sadece oyunu biliyor olmak yetmez canın için galip de gelmek zorundasın böyle bir oyunda zafer kazanan kişi evet o kişi en güçlü kişi olarak o dönemin tarih sahnesinde yerini alıyor. Hanedanın her erkek mensubu, küçük olsun, büyük olsun, tahta geçmek hususunda kendisini eşit hak sahibi görmektedir. Her ne kadar padişah olan kişi kendisinden sonra tahta geçecek kişiyi belirlemiş olsa bile bu anlayıştan dolayı kalan hanedan üyelerinin her biri tahtın bir ucundan tutma mücadelesi verecektir. Çünkü hükümdarın kendisinden sonrasını planlaması diğer hanedan üyelerinin kendi hukukunun çiğnenmesi olarak görülecektir.
Örnek vermek gerekirse 2. Beyazıd'ın kendisinden sonra padişahı belirlemesi 1.selimi rahatsız etmiş Osmanlı bürokratını arkasına alarak babasını tahtan feragat ettirmiştir. Bu güç mücadelesi neden olur ? insan neden kanından canından birinin ölmesine sebep olur ? insanların düşünce yapısı diğer her şey gibi gelişip daha bireysel hal aldığı için şuan ki düşünce yapısı ile kıyaslanamaz ve açıklanamaz. O dönemdeki insanların devlete olan bakış açısı ve devlete olan şeksiz şüphesiz bağlılığı, devlet olmadan kendini insan olarak görmemesi bunun en temel açıklayıcısıdır. Taht da tamamen kendi otoritesini kuran padişah onu destekleyenler ve asıl olarak osmanlı tebasına şükranlarını bildirmek zorundaydı.belki de dönemin en en gösterişli olayıydı padişahın tahta çıktığı günler Arapça bir kelime olan cülus, sözlükte “oturmak” manasında, terim olarak ise hükümdarın tahta geçmesi anlamında kullanılır.
Osmanlı’da cülus töreni Topkapı Sarayı Babüssaade önünde yapılan en önemli ve görkemli törendi. Taht ilk önce Babüssaade önüne çıkartılır. İkinci avluda askerler, ulema ve devlet adamları beklerdi. Taht kapının önüne çıktıktan sonra desturla padişah gelip tahta oturur. Daha sonra devlet adamları kıdemlerine göre gelip padişahın eteğini öpüp padişaha bağlılığını bildirirlerdi.Yeni padişahın cülûsu İstanbul’da dellâllar ve top atışlarıyla ilân edilirdi. Halk da karşılığı sevinç mutluluk ve önceki padişahı bilen ve sevenler için ise hüzünle karşılaşılırdı.
Osmanlı’da yeni padişahın cülus töreniyle tahta çıkmasının ardından cülus bahşişinin dağıtılması, cülusiye ve tarihlerin yazılması, türbe ziyareti ve kılıç alayının tertip edilmesi, devlet adamlarına hilat giydirilmesi, bürokratik kadroların yenilenmesi, padişahın sakal bırakması, eski padişahın haremi Eski Saray’a gönderilmesi, taşraya cülus fermanlarının gönderilmesi, yeni padişah adına hutbe okunup sikke basılması, tutukluların affedilmesi, beratların yenilenmesi ve Kâbe örtüsünün değiştirilmesi gibi bazı bürokratik ve törensel uygulamalar yapılmaktaydı. Hayatın her yerinde de öyle değil midir? Yeni gelen eskiden hiçbir şey kalsın istemez. Öyle de olması gerekir. Yeni eskiyi örter.
Comments