top of page

SORUN GERÇEKTEN Z KUŞAĞINDA MI?

Z kuşağı çoğu zaman haksız eleştirilere maruz kalmıştır. Yapılan eleştirilerin çoğu sorun çözme odaklı olmayıp kuşağa ait bireylerin tabiri caizse yerden yere vurulması şeklindedir.

ree

Günümüzde Z kuşağı (zoomer) ile ilgili birçok spekülasyonlar yer almaktadır. Z kuşağı halk arasında “zoomer” olarak bilinmektedir ve 1997 ile 2012 yılları arasındaki kuşağı kapsamaktadır. Peki çağımızın en büyük eleştiri konularından birisi olan kuşak meselesi özellikle de Z kuşağı meselesi ele alındığında yani spekülasyonların önüne geçildiğinde sorunun gerçekten Z kuşağında olmadığı görülmektedir. Bu konuda gündelik hayatta birçok tartışmalara şahit oldum ve bu tartışma sürecinde eleştiren, tartışan, suçlayan genelde “milenyum” kuşağı ya da “X” kuşağı dediğimiz kuşağa ait insanlardı. Milenyum kuşağı 1981 ile 1996 yılları arasını kapsarken X kuşağı 1965-1980 yılları arasını kapsamaktadır. Uzmanların açıkladığı son kuşak “alfa” kuşağıdır. Sıralama yapıldığında günümüzden geriye doğru ele alındığında günümüze en yakın kuşak “alfa”- “z” – “milenyum” – “x” kuşakları şeklindedir. Kuşaklar hakkında kısaca bilgi verdikten sonra şimdi de asıl konumuz olan eleştirilerin odak noktası “Z” kuşağını ele alalım.

 

Z kuşağı çoğu zaman haksız eleştirilere maruz kalmıştır. Yapılan eleştirilerin çoğu sorun çözme odaklı olmayıp kuşağa ait bireylerin tabiri caizse yerden yere vurulması şeklindedir. Peki bu tür eleştirilerin şimdiye kadar neye çözüm olmuş ki şimdi bir şeylere çözüm olması bekleniyor. Yoksa yapılan eleştiriler sadece gündem yaratmak, birilerini eleştirmek, isim yapmak, sorumluluktan kaçmak, suçu ört bas etmek için mi yapılıyor diye kendi kendime sormadan edemiyorum. Sonuçta eleştiri odağında olanlar bir takım gençlerdir ama bu gençleri eleştirirken unutulan bir mevzu var o da bu gençleri yetiştiren bir kuşak var, bu gençleri yetiştiren ebeveynler var. İşin aksi tarafı Z kuşağını eleştiren kesimin çoğu bu kuşağı yetiştiren ebeveynlerdir. Bahsi geçen konuların bazılarını ele alacak olursak öncelikle Z kuşağının sorumsuz bireyler olduğu söylenmektedir. Bu çocukları yetiştirirken sorumluluk bilinci ile yetiştirmeyenler Z kuşağının sorumluluk sahibi bireyler olmasını beklemektedir. Anne babalar geçmişte kendilerinin gördüğü zorlukları, kendilerine yüklenen sorumlulukları kendi çocuklarına yapmak istemedikleri için çocukları zorluk görmeden rahat bir yaşantı içinde sorumluluk vermeden her şeyi kendileri yüklenerek sorumsuz ve mücadele etme kabiliyeti olmayan çocuklar yetiştirmişlerdir. 12-13 yaşında bir çocuğun okul çantasını taşıyan anne, ayakkabısının bağını bağlamaya fırsat vermeyen baba, ödev yaparken kitabını başka odada unutan çocuğun kitabını gidip kendi getiren anne babalar iş işten geçtikten sonra çocuğum sorumluluk sahibi değil diye şikayet ediyor. Bunlar basit şeyler diye düşünebilirsiniz ama sorumluluk bilince öğrenme ailede ve küçük yaşlarda ufak şeylerden başlar. Başka bir örnek verecek olursak anne babalar “aman biz çektik çocuğumuz çekmesin.” “aman biz görmedik çocuğumuz görsün” “aman bizim olmadı onların olsun” düşüncesiyle aslında çocuklarına değil kendi hayatlarında yaşayamadığı olguları çocukları üzerinden yaşamaya çalışıp onlara yatırım yapıyormuş gibi hissediyorlar lakin bu sadece hissetmekle kalıyor çünkü çocuğa bir şey katmıyor. Bırakın sizin yaşadığınız bazı zorlukları çocuğunuz da yaşasın onun kıymetini anlasın, değerini bilsin. Çocuğunuza sorumluluk vermeden, problem çözüm odaklarını göstermeden, öğretmeden çocuğunuzun bir birey olarak toplumda yer almasını beklemeyiniz.

 

Geleceği inşa etmek sizlerin elinde. Çocuklarınıza daha iyi bir hayat sunmaya çalışmaktan daha önemli şeyler var. Sadece kendi çocuğunuz için mücadele ettiğiniz sürece ilerleyemeyiz. Gelecek hepimizin, çocuklar hepimizin çocuğu birlikten kuvvet doğar. Çocuklara daha iyi bir dünya bırakmaktan ziyade dünyaya daha iyi çocuklar bırakmak en önemli şiar olmalıdır. Burada gençlere İngiliz şair Thomas Stearns Eliot’un güzel bir sözü var bu söz gençlerin kulağına küpe olsun lütfen ve alacakları her kararda bu söz akıllarına gelsin ve ona göre karar alsınlar. “Seçmiş olduğunuz ve karar verdiğiniz şeylerin bedelini siz ödersiniz; size akıl verenler değil…”

Bir diğer problem teşkil eden konu da çocuklara kendi hayallerini yükleyen anne babalardır. Kendi amaçlarına hayallerine ulaşamayan ebeveynler bu amaçlarını çocuklarına yükleyerek istemedikleri belki de kabiliyetlerinin olmadığı alanlara, amaçlara yönlendirilmekte ve mutsuz, huzursuz bir nesil yetişiyor alanında uzman ama mutlu olmayan bir birey yetişmiş oluyor. Ya da asıl amaç sadece bir meslek sahibi olmak olarak belirlenip iyi bir birey olmadan iyi bir meslek sahibi bireyler türemektedir. Asıl önemli olan bireyin iyi bir insan olması, ahlaki yönden topluma fayda sağlamasıdır. Bir meslek grubunda ilerleme kat edemeyecek hedefe ulaşamayacak çocukları o yolda heba etmeyiniz.


“Bir taşı on bir defa da havaya atsan uçmayı öğretemezsin.

  Enerjinizi doğru işlere harcayın.

  Doğru insanlarla iş yapın.

  Taştan kuş, kuştan da taş olmaz!”

-Aristotales

Yorumlar


bottom of page