top of page

KİTLE PSİKOLOJİSİ

Güncelleme tarihi: 19 Eyl 2023

Evet deneyin amacından da yola çıkarak bazen günlük hayatta bireysel olup düşüncelerimizde özgür olsak da bir grup halindeyken bize doğru gelen fikirlerimizi bile söylemekten kaçınabiliyoruz.

ree

Bu yazıda, kitle psikolojisinin ne olduğunu, gruplar içindeki etkileşimlerin nasıl işlediğini, günlük hayatta özgürce düşünebilen bireylerin grup içinde ne kadar özgür düşünebildiklerini ele alacağım..


Öncelikle kitle psikolojisi insanların gruplar içerisindeki davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Kurucusu ise Fransız antropolog ve sosyolog Gustave Le Bon'dur. O halde yazımıza Gustave'in sözü ile başlayalım..


''Hayatta başarılı olmanın ana şartları; muhakeme, tecrübe, girişim ve karakterdir. Kitleler ise daima empoze edilmiş fikirlere sahiptir; akıl yürüterek varılmış fikirlere değil.'' Diyerek, kitleler halindeyken alınan kararların, bireysel haldeyken alınan kararlardan kişinin daha az özgür olduğuna da vurgu yapmıştır Gustave.


Günlük hayatında bireysel, özgürce karar verebilen bir insan grup halindeyken de kararlarını çevresindekilerin etkisi altında olmadan mı verecektir sizce? Gelin bunu Polonya asıllı Amerikalı sosyal psikolog Solomon Asch'ın 1953'te yayımlanan Asch deneyi ile yakından deneyelim;

'Öncelikle deneye katılacak olan yarışmacılar görüş testine tabii tutuluyor. Deneye katılan tüm yarışmacılara bir çift kart gösterilmekte ve gösterilen kartların birinde biri kısa, biri orta ve diğeri uzun olan üç tane çizgi vardır. Diğer kartta ise sadece bir tane çizgi bulunmaktadır ve diğer kartta bulunan üç çizgiden biriyle aynı boydadır. Daha sonra yarışmacılara bu tek çizginin diğer üç çizgiden hangisine benzediği sorulur. Katılımcılardan biri hariç diğer hepsi Asch'ın asistanıdır, ve önceden belirlenen davranışları yapmaktadırlar. Deneyin amacı gerçek katılımcının Asch'nin asistanlarının verdiği cevaplardan ne derece etkilendiğidir.


Katılımcıların hepsi aynı odada bulunmaktadırlar. Ve kendilerine gösterilen kartlara sırayla cevap vermektedirler, aynı zamanda herkes birbirinin cevabını duyar. İlk birkaç denemede tüm denekler doğru cevap vermektedir. Fakat daha sonra gerçek denek dışındaki katılımcılar hep birlikte yanlış cevaplar vermeye başlar. Cevap sırası kendisine gelen gerçek deneklerden %32'si grubun yanlış da olsa söylediği cevaba katılır.'

Evet deneyin amacından da yola çıkarak bazen günlük hayatta bireysel olup düşüncelerimizde özgür olsak da bir grup halindeyken bize doğru gelen fikirlerimizi bile söylemekten kaçınabiliyoruz.

Bu ve benzer deneyler özelinde bakarsak 'Akılla giriştiği sonsuz savaşta, duygu her daim galip gelmiştir' Diyen Gustave Le Bon'un yanılmadığı da aşikar diyebilir miyiz?

Peki aynı söz 12 Angry Man filmindeki jüri üyesi Davis içinde mi geçerli? Elbette hayır.

Öncelikle filmin konusu; Bir duruşmada bir jüri üyesinin diğer on bir jüri üyesini şüphelinin suçsuz olduğu konusunda, makul şüphe temelinde ikna etme çabaları hakkındadır.

Yani filmde kesinliği bilinmeyen bir olayda babasını kasten öldürdüğü iddia edilen 18 yaşındaki bir çocuğun mahkeme kararı ile idama mahkum olup olmayacağı 12 adam çerçevesinde tartışılmakta. Hatta filmi izlerken 13. jüri üyesi de siz olabilirsiniz, çok eski bir film olsa da günümüzde etkisi hala var.


Filmde yalnızca Davis diğerlerinden farklı düşünüp çocuğun idama mahkum olmaması için akıl yürütürken, diğer 11 adamda da akıl yürütmekten ziyade tamamen mantık dışı ve önyargı, toplumsal dışlama, duyarsızlık, şiddet, ötekileştirme, ırkçılık gibi tabuları görmekteyiz. Peki Davis karakteri sadece filmlerde mi olur? Bir grubun içinde hepimiz çevredekilerden bağımsız hür ve özgürce onlardan farklı olan fikirlerimizi korkusuzca dile getiren Davis mi olmaktayız? Yoksa kendi fikrini özgürce dile getirmekten çoğunluğun tesiri yüzünden çekinen ya da korkan Asch deneyindeki denek mi?

Sorunun cevabını bir sonraki iş toplantınızda, arkadaş grubunuzda, toplu etkinliklerinizde bulabilirsiniz. Şimdiden iyi şanslar :)



Yorumlar


bottom of page