DEMOGRAFİK SAATLİ BOMBA
- Metehan Ertuğrul
- 21 Nis
- 4 dakikada okunur
İnsanlık belki de tarihinde ilk kez hastalık, kıtlık veyahut felaket olmaksızın nüfus krizi yaşıyor. Düşen doğum oranlarıysa birçok ülkenin gelecek planları için tehdit oluşturuyor.

''Demografik Saatli Bomba'' Kavramı Nedir?
Demografik saatli bomba kavramı genellikle bir ülkenin veya toplumun düşük doğum oranları nedeniyle gelecekte ciddi sosyal sorunlarla baş etmek zorunda kalacaklarını ifade eder. Örneğin doğum oranlarının düşmesiyle beraber yaşlı nüfusun artması emeklilik, sağlık hizmetleri ve işgücü piyasaları üzerinde zamanla artan bir baskı oluşturmaktadır. Bu sorunlar nüfusun kendini yenileyememesiyle zamanla birikip sistemi bir noktada işlemez hale getirerek ciddi krizlere yol açabilir. Özellikle günümüzdeki büyük ekonomilerin birçoğunun nüfus artış hızı son on yıllada kendini yenileme eşiğinin altına düşmüş durumda. Buna Türkiye'de dahil.
Demografik Değişimlerin Nedenleri?
Ekonomik koşullar: Ekonomik istikrar ve geleceği öngörebilme tek başına yeterli olmamakla beraber doğum oranlarına pozitif katkıda bulunmaktadır. Burada kişi başına düşen milli geliri baz almak hatalı olacaktır çünkü maddi refah seviyesi arttıkça çocuk yetiştirme maliyeti de doğru orantıda artmaktadır. Ayrıca müreffeh ülkelerde bireylerin kimlik bilinçleri yüksek olduğundan çocuk sahibi olmak hayat kalitesi düşüren, hayatı sekteye uğratan olarak da değerlendirilebilir. Bugünün hızla değişen dünyasındaysa geleceğin ne getireceği bilinemediğinden kimse böyle bir risk almak istemiyor.
Eğitim düzeyi: Bugün dünya genelinde insanların çoğu kadın, erkek farketmeksizin üniversite okuyor. Bu da hayata geç atılmalarına ve bunu takriben çocuk sahibi olma yaşının artmasına neden oldu. Bugün kabataslak bir muakemeyle evlilik yaşının 50 sene önce gibi yakın tarihe kıyasla Tüik'e göre küçük şehirlerde 6-7, büyük şehirlerdeyse 10 sene arttı.
Kadınların işgücüne katılımı: Kadınların işgücüne katılımı dünyada özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, ülkemizdeyse son 20-30 senede yükselişe geçti. Bununla beraber kariyer-çocuk ikilimi ortaya çıktı. Devletlerin anneyi destekleyici politikaları yeteri kadar kadınları ikna edemedi.
Kentleşme: Kadınların iş gücüne katılımı, artan maliyetler kentleşmeden kaynaklı sorunlar esasında. Ayriyeten kent yaşamında toplum baskısı kırsala göre daha az olduğundan çocuk sahibi olmak zorunluluktan öte tercih olarak görülmektedir. Kent yaşamının sunduğu daire kültürü de insanı çekirdek aile kurmaya iten bir etken olarak değerlendirilebilir sanırım.
Saatli Bombanın Potansiyel Sonuçları Nelerdir?
Ekonomik etkiler: Sosyal destek alan(emeklilik maaşı, sağlık hizmetleri vesaire) ve çalışmayan yaşlı nüfus oranının toplam nüfustaki oranını artırması genç nüfusun sırtındaki vergi yükünün artmasına neden olacaktır. Bundan ötürü emeklilik yaşı artırılabilir veyahut birey başına düşen ekonomik destek azalabilir. En kötü senaryodaysa sosyal güvenlik sistemleri iflas edebilir. Örneğin yine TÜİK'in nüfus projeksiyonuna göre bugün Türkiye'de 3 çalışana 1 emekli düşerken 2050 gibi yakın bir gelecekte her 3 çalışana 2 emekli düşecek.
Sosyal etkiler: Gençlerin bile sosyal dönüşüme zor ayak uydurabildiği günümüzde nesiller arası çatışmaların artması beklenebilir. Ayrıca nüfusunu yenileyemeyen ülkeler işçi gücüne ihtiyaç duyduklarından göçmen alımları başlatmaları kuvvetle muhtemel. Bundan kaynaklı da kültürel çatışmalar yaşanıp bugün olduğu gibi ırkçılıklar ve sağ siyasetin yükselişine neden olabilir.
Politik etkiler: Yaşlıların nüfustaki oranı artacağı için politikacılar popülist vaatlerle sürdürülemez emeklilik sistemleri vaadederek ülkelerini ekonomik krize sürükleyebilirler. Genç nüfus azalağı için askerlik süreleri uzayabilir. Ve yine sosyal etkilerde değindiğim gibi göçmen politikaları önem kazanacaktır.
Çözüm Önerileri Ne Olabilir?
Başta Avrupa devletleri olmak üzere birçok ülke nüfus artış hızını artırmak için vergi indirimi, maddi destek, zorunlu ebeveynlik izni gibi politikalarla nüfus artış hızını artırmaya çalışsa da bir türlü artıramıyor. Bunun başında bence insanların ikna edilmesindeki zorluk yatıyor. Bugün ne kadar destek verilirse verilsin birçok genç çocuksuz kendi hayatını yaşamak isteyecektir. Tabii sağlıklı analiz yapılabilmesi için her ülke kendi özelinde incelenmelidir ama genel olarak maddi yardımların tek başına birçok ülke için yetersiz kalacağını düşünüyorum. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin artmasının doğum oranlarına olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Mesela Türkiye'de ev işlerinin tamamı kadına yıkılmış durumda. Bundan ötürü çocuk bakımı kadınlara kalıyor, kadınlarsa böyle bir yükün altına girmek istemiyor. (Portekiz'de 2000'lerde doğum oranı 1.2 idi. Baba izni zorunluluğu ve kreş reformlarıyla 1.5'e çıktı)
Ayrıca burada huzurlarınızda "kadın ne kadar eğitimliyse ve ne kadar çalışırsa o kadar az çocuk yapar" tezini çürütmek isterim. Cinsiyetler arasında ülkemize göre çok daha adil iş paylaşımının yapıldığı Fransa'da üniversiteli kadınların doğum oranı 1.8'ken bakım sorumluluğunun tek başına kadında olduğu Türkiye'deaynı oran 1.3. Yine kadın istihdamının %78 olduğu İsveç'te doğum oranı 1.7'yken kadın istihdamının %34 olduğu ülkemizde bu oranm 1.5.
Çözüm yalnızca parayla değil; toplumsal cinsiyet eşitliğini, refahı artırarak ve maddi destekten ibaret olmayan kaliteli sosyal hizmetlerle mümkün gibi görünüyor. Bu hususta İskandinav modeli gibi bütüncül yaklaşımlar örnek alınabilir diye düşünüyorum.
Etkilerinin görülebileceği uzun vadeli nüfus planlamaları bu süreçte devletler için şüphesiz hayati önem taşıyor. Büyümenin motoru olan genç nüfusun nüfustaki payının azalması ekonomik dengeleri altüst edebilir. Gelişmiş veyahut gelişmekte olan birçok ülke yaşlı nüfus tsunaminden etkilenerek göç alma yoluna gidecek ve zaten gelecek öngörüsünde kabus niteleği taşıyan iklim krizinin üzerine eklemlenerek sosyal ve ekonomik krizlerin baş göstermesine neden olacaktır diye düşünüyorum. Birçok ülkenin nüfus artış politikalarında şimdiye kadar başarısız olduklarını düşünüyorum şahsen. Bu durum iklim krizine benziyor benim açımdan, ikisine de bugün önlem alınıp planlama yapılmazsa gelecekte birçok sorunun doğacaktır.






Yorumlar