BİR DEPREMİN EKONOMİK BEDELİ
- Beytullah Kaplan
- 5 May
- 2 dakikada okunur
Doğal afetler, yalnızca insani trajedilere yol açmakla kalmaz; aynı zamanda ulusal ve bölgesel ekonomiler üzerinde yıkıcı ve uzun vadeli etkiler yaratırlar.

Türkiye, jeolojik konumu nedeniyle yüksek sismik risk altında bulunan ülkelerden biridir ve bu riskin ekonomik kırılganlıkla birleşeceği en çarpıcı örneklerden biri, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Gölcük (İzmit) depremidir.
7,4 büyüklüğündeki bu afet, yalnızca on binlerce can kaybına ve yüz binlerce binanın yıkımına neden olmamış, aynı zamanda Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılasının yaklaşık %5’ine karşılık gelen ekonomik bir yıkımı da beraberinde getirmiştir.
1. Doğrudan Ekonomik Kayıplar
Deprem sonucunda yaklaşık 285.000 konut ve 42.000 işyeri ağır hasar görmüş veya yıkılmıştır. Bu yıkım, doğrudan fiziksel altyapının tahrip olmasıyla; inşaat, lojistik, ulaşım ve hizmet sektöründe anlık ekonomik duraksamalara neden olmuştur.
Tüpraş, Ford, Goodyear gibi birçok firma faaliyet dışı kaldı veya üretimi geçici olarak durdurdu.
Toplam sanayi üretimi, izleyen çeyrekte %10’a yakın azaldı. Yollar, köprüler, limanlar ve enerji hatlarında büyük hasara yol açtı.
İstanbul ve çevresinde ulaşım ve lojistik sekteye uğradı, ihracat limanlarına erişim kısıtlandı, geçici olarak tedarik zincirleri çöktü.
2. Dolaylı Ekonomik Etkiler
Yüz binlerce kişi evsiz kalmanın yanı sıra işlerini de kaybetti. Sanayi tesislerinin geçici veya kalıcı olarak kapanması nedeniyle bölgedeki işsizlik oranı ciddi şekilde arttı. Kayıt dışı çalışanların zararları tazmin edilmediği için gelir kaybı ülke genelinde tüketimi düşürdü.
İzmit Körfezi çevresi, Türkiye’nin ihracatında büyük rol oynayan otomotiv, kimya ve metal sanayisini barındırmaktadır ve bu sektörlerdeki geçici duraksamalar, ihracatta %13’e varan düşüş, imalat sanayi kapasite kullanım oranında %15’lik azalma, tedarik zinciri kesintileri gibi sonuçlar doğurdu.
3. Makroekonomik Düzeyde Etkiler
Dünya Bankası ve IMF verilerine göre, 1999 depremi Türkiye’nin GSYİH’sinin yaklaşık %5-7 oranında doğrudan ekonomik kayba neden olmuştur. Bu oran yaklaşık 15-20 milyar dolar civarındadır.
Kamu maliyesine etkisi, afet sonrası harcamalar, yeniden yapılanma ve sosyal yardımlar nedeniyle bütçe açığı büyümesiyle; yeni veri düzenlemeleri, IMF anlaşmaları, borçlanma ve kamu yatırımlarını yeniden önceliklendirme gibi birçok düzenlemeyi beraberinde getirmiştir.
Olası Yeni Bir Marmara Depreminin Muhtemel Sonuçları
Bu verilerden yola çıkarak, benzer büyüklükte Marmara Bölgesi’nde olası görülen bir depremin daha yaşanması durumunda, önceki deneyimlere benzer hatta daha ağır ekonomik ve sosyal etkiler yaşanabilir. Gelişen sanayi, artan nüfus ve ekonomik yoğunluk göz önünde bulundurulduğunda, potansiyel ekonomik kayıplar daha yüksek olabilir.
Tedarik zincirleri, üretim merkezleri ve ulaşım altyapısının kesintiye uğraması, sadece bölgesel değil ulusal ve hatta uluslararası ticaret üzerinde de olumsuz etki yaratabilir. Aynı zamanda kamu maliyesi, yeniden inşa süreci ve sosyal destek ihtiyacı açısından büyük baskı altına girebilir.
Kommentare