top of page

BİLGİÇLİK TASLAYAN ADAMLAR

Toplumsal yapımızda en küçük birimlerinden en üst birimlere kadar söz hep değerli kabul edilir. Söz sadece bir şeyi yapmak için karşı tarafa güvence vermek değildir. Söz, konuşma fiilinin yerine de kullanıldığı için konuyu bu iki bağlamda düşünmek ehemmiyet arz etmektedir.

ree

Başımıza ne geliyorsa; bilge geçinen cahillerden, siyaset amigolarından, sözde ideoloji liderlerinden, kitlelere sahip şahsi emel uğruna yaşayan siyasal kişiliklerden, içi boş tarikat önderlerinden, torpille bir yerlere gelerek insanlara hitap etme şansı verilen liyakat yoksunu bireylerden, adaletten uzak olup da dilinden adaleti düşürmeyen sözde adalet bekçilerinden, namus bekçiliği yapıp da her türlü hayasızlığı gizli perdeler ardından gerçekleştiren cinsiyetçi kafa taslarından, din sözcüsü olduğunu iddia edip her türlü haksız kazancı kendilerine layık görerek garibana kemer sıkmayı ve fakirlikle övünmesi gerektiğini öğretmeye çalışan düşük çene hocalardan, şeffaflık, dürüstlük ilkeleri çerçevesinde olduğunu iddia ederek kamera önlerinde ahkam kesip kamera ardında anlaşmalar yaparak milletin milli ve manevi duygularını ayaklar altına alan bir takım meslek gruplarından, dinin tek temsilcisi olduğunu iddia eden ve bunu kendilerince yıkanmış beyinlerle kamera önlerinde açıklayarak şatafatlı hayatlarını sanki başkaları yaşıyor gibi gösterip insanların fiziki ve manevi duygularını hunharca sömüren hem siyasi hem dini grup ve oluşumlardan, çok bilmiş ama hiçbir şey öğrenmeyen yöneticilerinden, popüler şişirilmiş sanatçılardan, ütopik aktör ve yıldızlardan, çok bilmiş yazarlardan gelmektedir.


Ee doğruya doğru… Sona yazsam da maalesef ülke yönetiminde söz sahibi olmasa dahi yazarların gündelik yaşam ve geleceğin planlanmasında ve gelişmesinde çok büyük etkisi vardır. Sonuçta bununla ilgili bir atasözümüz dahi var.

“Kalem kılıçtan keskindir.”


Söz uçar yazı kalır dense de bazı sözler yazılardan daha etkili olabilmektedir. Söz denilince akla hemen siyasetçiler geliyor. Neden? En çok konuşan onlar çünkü. Yani “çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz” diye de bir söz var. Tabi bunu siyasetçilerden bahsettikten hemen sonra vurgulamak ne kadar doğru onun takdirini sizlere bırakıyorum. Sözü söylemek ne kadar önemliyse daha doğrusu konuşmak desem daha iyi ifade etmiş olurum konuşmak ne kadar önemliyse hem insanın konuştuğunun kendisiyle çelişmemesi hem de konuştuğunun doğruluğu ile fiiliyata geçmesi de en az o kadar önemlidir. Bizim örf, adet, gelenek, görenek ve inancımızda sözün çok büyük önemi vardır. Toplumsal yapımızda en küçük birimlerinden en üst birimlere kadar söz hep değerli kabul edilir. Söz sadece bir şeyi yapmak için karşı tarafa güvence vermek değildir. Söz, konuşma fiilinin yerine de kullanıldığı için konuyu bu iki bağlamda düşünmek ehemmiyet arz etmektedir. Söz, konuşma, anlatma, siyaset derken konu önümüzdeki günlerde yapılacak olan yerel seçimlere geldi dayandı.


Seçim, belediye, büyükşehir belediye, aday, aday adayı, yönetici, iş adamı, siyasetçi, lider, dürüst, üç kağıtçı, bizden, karşı taraftan, iyi adam, kötü adam, yapabilir, yapamaz, ne olursa olsun istikrar önemli, bir de şunu deneyelim, hizmet yok, gözünüze dizinize dursun, fedakarlık yaptı, nankör bu, boşa aday oldu, başkan belli… vs çok tanıdık geldi dimi bu kavramlar. Maalesef ülkemizde yaşayıp da bu kavramları, cümleleri, yakıştırmaları, iltifatları, iftiraları duymayan yoktur. Peki bu yeni bir şey mi? Asla! Yeni olamaz. Her seçim sürecinde en büyük şehirden tutunda en ucra yerleşim yerlerine kadar her yerde maalesef bunlar konuşuluyor ha değişen şeyler yok mu var belediye yerine genel seçimlerde ülke, devlet, hükümet kavramları yerini alıyor. Komik gelebilir ama maalesef ülke gerçeklerimiz bunlar. Gerçeklikten uzaklaştığımız sürece hakiki manada gerçek nirvanaya ulaşamayız. Eleştiri boyutu toplumumuzun kültürünü, eğitim düzeyini yansıtmaktadır. Her şey saygı ve sevgi çerçevesinde ilerlemelidir. Peki siyasetçiler? Meydan konuşmaları yani sözde mitingler ne olacak? Siyaset bugün söylediğini yarın en güzel yalanlamak mıdır? Siyasette gerçekten bu olmalı mıdır? Ülke yönetmek bugün söylediğini yarın başka meydanda yalanlamak mıdır? Yani sorulacak o kadar çok soru var ki…

 

Bilgiçlik taslayan adamlar… Evet süreci hep birlikte yaşıyoruz ama yaşadığımız şeylerin ne olduğunu ve nelere mal olduğunu maalesef hep birlikte anlayamıyoruz. Sonuçta iyi veya kötü birisini milletimiz takdir edip o koltuğa oturtacak fakat seçim sonuçları bitince milletin de söz hakkı bitmiş gibi bir algı oluşuyor ve bundan daha acısı da milletçe gerçekten söz hakkımız yokmuş gibi her şeye suspus oluyoruz. Bilgiçlik taslayan siyasetçiler neden başa geldiği zaman bilgiçliklerini değil de işine geldiği bildiklerini insanlara yaşattırıyorlar. Sözüm meclisten dışarı iyi veya kötü hiçbir parti veya adayı eleştirmiyorum daha da doğrusu hepsini eleştiriyorum ama ima etmiyorum isim vermiyorum fakat okurlarımızın hataya düşüp kendi düşüncelerine karşı olan parti veya adaylara bu yaftayı yapıştırmamalarını rica ediyorum. Çünkü mevzu bahis olan önümüzdeki bu seçim değil geçmiş dönemdeki ve gelecek olan önümüzdeki tüm seçimleri kapsayıcı bir takım değerlendirme ve yorumlardır.


Seçimler bir yönetici belirleme sürecidir. Laf ebeliği yapma, laf cambazlığı yapma, birilerini yerden yere vurarak veya hakaret ederek üstünlük kurma embesilliğine girme, karşının tezini yalan yanlış çürütme yarışına girme mücadelesi değildir. Bilgiçlik taslayanlardan ziyade bilge kişiliklerin yarıştığı bir süreç olmalıdır. Bunu sağlayacak olan da yine toplumumuzdur. Bilgiçlik taslayanlara aday adayı olma cesaretini dahi hissettirmeden bilge yöneticilerin aday olmasını sağlamak sürece başlarken başarıya adım atıldığını gösterir.


Seçim süreci boyunca her bireyin aklında belirlediği veya düşündüğü bir aday vardır ve seçim günü gelip sandıklar açıldığında bir yönetici belirlenip karar millete bildirilecektir. Peki sizce kazanan kim olur? Şimdi bu yerel seçim genel seçim değil ki kazanan şu olsun diyelim diye düşündüğünüzü hisseder gibiyim… Yerel seçim de olsa genel seçim de olsa kazanan her zaman belli olmalıdır. Şahsi kanaatim bir seçim sonucunda eğer kazanan millet değilse zaten o seçim kaybedilmiştir. Bilmem anlatabildim mi…

Yorumlar


bottom of page