ORTA ÇAĞ FELSEFESİNİN ILIMLI YÜZÜ; THOMAS AQUİNAS
- Ahmet Arif Erdoğan
- 1 Şub 2024
- 3 dakikada okunur
İnsanı diğer canlılardan ayıran unsuru akıl olarak belirtmiştir. İnsan, aklıyla kavradığı şeylerin iyi veya kötü ya da tanrı tarafından yasaklanmış yahut emredilmiş olduğunu fark edebilmekle beraber bunlar bakımından yaptığımız tercihlerin hem dünyada hem ahirette sonuçlarına katlanacağımızı düşünüyor.

Pozitif düşüncenin dinsizlik olarak görüldüğü bir dönemde akılcı din adamı olma cesaretini gösteren Aquinolu Thomas hukuk felsefesi bakımından incelenmesi gereken düşünürlerden biridir.
Her bilim yorumlanırken olay ve olguların gelişim gösterdiği tarih incelenir. Dolayısıyla yazımıza tarihi çağları ve dönemin şartlarını inceleyerek başlayacağız
Tarih Çağları ve Orta Çağ Felsefesi
Tarih incelenirken sistematik kolaylıklar arz etmesi bakımından belirli sınıflandırmalara tabi tutulur. Bu sınıflandırmalardan birisi de çağ metodolojisidir. Buna göre tarihi çağlar
a- İlk çağ
b- Orta çağ
c- Yeni çağ
d- Yakın çağ olmak üzere dörde ayrılır.
Orta çağda devlet ve toplum düzeni hızlı bir değişim gösteriyor. İlk çağda Avrupa’da hüküm süren otoriteler yerlerini feodalizm/derebeylik ya da senyörlük olarak adlandırılan lokasyonel yönetimlere bırakmıştır. Genellikle bir kale ve kalenin içinde bir şehrin bulunduğu bu sistemde yöneticiye lord, yönetilen halka serf denilmektedir. Kalenin etrafındaki tarlalarda tarımla uğraşan serfler lord için çalışırlar. Lord serflerin güvenliğini sağlaması karşılığı üretilen ürünlerin büyük kısmına el koymaktadır. Kast sisteminin derinden etkilediği bu dönemde bazı insanlar ise bu kaleler ve devletler arasında ticaret yapmaktadırlar. Devletler bakımından her ne kadar ilk çağa nazaran daha içe dönük bir ekonomik anlayış bulunsa da ticaretle uğraşan bu sınıf ileride burjuvaziyi oluşturarak yeni çağın siyaset sahnesinde yer alacaklardır. Orta çağ felsefesi ikiye ayrılmaktadır; Patristik dönem ve skolastik dönem. İlk dönemde Hristiyanlık halka kilise babaları tarafından yoğun şekilde empoze edilmiş, bu düşünceler felsefi doktrinde Platon’a dayandırılmıştır. Skolastik dönemde ise Aristoteles'in etkisi gözle görülür biçimde artmış, ilk neden problemi tanrıya dayanılarak çözümlenmeye çalışılmıştır.
Dinin döneme etkileri
Karanlık çağ olarak adlandırılan bu döneme aslen Roma’da Hristiyanlığın yayılması zemin hazırlamıştır. Bu dönemde ilk çağın akli olgularından uzaklaşıp dini inançlara yönelim görülmektedir. Akdeniz'i saran İslam coğrafyasında pozitif bilimler gelişmekteyken Avrupa çağın ortalarına doğru bağnazlaşma yolunda süratle ilerlemiştir. Antik Yunan’ın bilimsel mirası Endülüs aracılığıyla değişmekte ve gelişmektedir. Öte yandan Gazali, İbn-i Rüşd gibi düşünürler Platon , Aristoteles vb. ilk çağ düşünürlerinin de etkisiyle felsefe alanında da ilerleme kaydetmektedirler.
Tüm bunlar yaşanırken Thomas Aquinas aristokrat bir ailenin çocuğu olarak İtalya’da dünyaya gelmiştir. Dönemin farklı tarikatlarında kısa süreliğine bulunan Thomas burada aklı kullanmayı yasaklayan din desturunun aslında din görevlileri tarafından dünyevi arzuların yerine getirilmesinin kolaylaşması amacıyla ortaya atılan bir norm olduğunun farkına varmıştır.
Yaşadığı dini geçmiş ve Paris’te vermiş olduğu din eğitimi düşüncelerinin şekillenmesinde etkili olmuştur. Aquinolu Thomas dini kavramaya çalışırken aklı kullanmaktan vazgeçmemiştir. Bunun aksine insanın Tanrı’yı ve din olgusunu anlamlandırabilmesi için aklın önemini vurgulamıştır. Aristotelesten çokça etkilenen düşünürümüz ilk neden olgusunu evrenin yaratıcısı sıfatıyla Tanrı’ya uyarlıyor. Kendisini diğer düşünürlerden ayıran özelliklerinden bir diğeri ise bulunduğumuz dünyadaki işlerle uygun şekilde ilgilenmenin ahiret hayatında insanlara yardımcı olacağını belirtiyor. Böylece insanların hristiyan din adamlarından duydukları ‘öbür dünya’ temelli ödüllendirmelerin aslında süresiz bir erteleme faaliyeti olduğunu fark etmesini sağlıyor.
Aquinalı Thomas devletin varlığını açıklarken antik yunan düşünürlerinden etkileniyor. İnsanın devleti aile-köy-devlet sıralamasıyla oluşturduğunu savunan Thomas devletin oluşma sebebi olarak insanın doğasında bulunan sosyallik ihtiyacına işaret ediyor.

Aquinalı Thomas’ın Hukuki görüşü
İnsanı diğer canlılardan ayıran unsuru akıl olarak belirtmiştir. İnsan, aklıyla kavradığı şeylerin iyi veya kötü ya da tanrı tarafından yasaklanmış yahut emredilmiş olduğunu fark edebilmekle beraber bunlar bakımından yaptığımız tercihlerin hem dünyada hem ahirette sonuçlarına katlanacağımızı düşünüyor. Hukuki kuralları din kurallarıyla sentezleyen bu düşünür kendi literatüründe hukuk düzeninde dört kanundan bahsetmektedir:
1- Ebedi kanun
2- İlahi kanun
3- Doğal kanun
4- İnsan kanunu
Hiyerarşik olarak belirttiğim bu dört kanuna göre insanlar işledikleri fiiller bakımından cezalandırılır. İnsan, aklı gereği tanrısal düşüncenin tamamını kavrayamaz. Dolayısıyla insan; aslında ebedi kanundan akli melekelerinin yettiği kadarıyla doğal kanunları oluşturur. Normsal formda bulunan bu doğal kanunlar yazıya geçirilerek uygulanmaya başladığında günümüz deyimiyle pozitif hukuk, Aquinalı Thomas’a göreyse insan kanunu oluşmaktadır.
Normlar hiyerarşisinin tabii sonucu olarak alt kanunlar üste tabidir. Bu durumda meydana gelecek çatışma problemlerinin çözümünde Aquinalı Thomas kendine has bir tavır almıştır. Thomas’a göre insan kanunu yani uygulanmakta olan pozitif hukukun ebedi kanunlarla çatışması halinde mevcut pozitif kurala uymayı uygun görmüştür. Yani herhangi bir başkaldırı yahut isyanı meşru görmemiştir. Aslında buna şaşırmamak gerekir. Çünkü insan doğası gereği bulunduğu çevreden ve yaşanan olaylardan etkilenir. Feodal sistemin ve karanlık çağın zulmüne şahit olan düşünürün olası bir otorite boşluğunu toplumu daha büyük felaketlere sürükleyeceği korkusuyla doğru bulmaması normaldir. Keza buna benzer bir düşünceyi 30 yıl savaşları döneminde İngiltere’de dünyaya gelen ve kendini korkunun ikizi olarak tanımlayan yeni çağ düşünürü Thomas Hobbes cephesinde de görmekteyiz.
‘’Toplumda yer alan insanların huzur ve refah içinde amaçladıkları hedefe doğru düzgün bir hayat sürdürmeleri için gereken şey o toplumun düzgün yasalarla idare edilmesidir’’ diyen Aquinalı Thomas orta çağın baskıcı yapısından yeni çağın özgürlük arayışına geçiş döneminde etkili olmuştur.
Comments