top of page

GÖRÜNMEYEN ORTAKLIK: TÜRKİYE'NİN SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ İSTİHBARAT İLİŞKİLERİ

İstihbarat, antik çağlardan bu yana devletlerin kendilerini korumak, güvenliği sağlamak ve tehditleri önceden tespit etmek için başvurduğu en önemli araçlardan biridir.

ree

Gelecekteki tehlikeleri engellemek, geçmiş olayların nedenlerini anlamak ve iç-dış güvenliği korumak amacıyla yürütülen istihbarat faaliyetleri, devletlerin varlığı için hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda Türk istihbarat tarihinde farklı dönemlerde çeşitli yapılanmaların ortaya çıktığı bilinmektedir.


1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Milli Amale Hizmeti (MAH)/ Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (MEH) ülkenin temel istihbarat kurumu olarak yapılandırılmıştır. İkinci Dünya Savaşı boyunca ve Soğuk Savaş’ın başlamasıyla birlikte MAH, hem iç hem de dış tehditlere karşı çalışmalar yürütmüştür.


Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ideolojik ve siyasi güç mücadelesini ifade eden Soğuk Savaş döneminde devletler Doğu ve Batı Bloğu olarak ikiye ayrılmış, Türkiye de NATO’ya üye olarak Batı Bloğu içinde yer almıştır. Devletlerin tehditleri tespit etme ve ulusal güvenliği sağlama amacıyla başvurdukları istihbarat, bu dönemde merkezi bir rol oynamış; psikolojik harp ve casusluk faaliyetleri artış göstermiştir. Ülkelerin istihbarat örgütleri küresel düzeyde faaliyet göstermiş, aynı blokta yer alan devletler bilgi paylaşımında bulunarak ortak operasyonlar düzenlemiştir.


Türkiye’nin Batı istihbaratıyla teması NATO üyeliğinden önce başlamıştır. 1940’ta İngiltere ile “Türk–İngiliz Güvenlik Bürosu” kurulmuş, 1943’te ABD’nin Stratejik Hizmetler Ofisi (OSS) İstanbul’da ofis açmıştır. 1944’te OSS İstanbul Kontrespiyonaj Bölümü Şefi Joseph Curtiss, Washington’a, Türklerin gelecekte Amerikan istihbaratıyla iş birliği yapma isteğini rapor etmiştir. 1946’dan itibaren MAH, Sovyet ajanı olduğu düşünülen kişilerle ilgili raporlarını Amerikan tarafıyla paylaşmaya başlamış, ABD istihbaratı da karşılık olarak bu raporların kopyalanmasıyla ilgilenen personelin maaşlarını karşılamak üzere MAH’a her ay 250 dolar ödeme yapmıştır.


1947’de ABD’de çıkarılan Ulusal Güvenlik Yasası ile CIA ve Ulusal Güvenlik Konseyi kurulmuş, bu yapı ABD’nin Soğuk Savaş güvenlik politikasının temelini oluşturmuştur. Türkiye de bu modelden etkilenmiş, 1949’da çıkarılan 5398 sayılı Milli Savunma Bakanlığı Kanunu, ABD’nin 1947 yasasıyla benzerlikler taşımıştır. Truman Doktrini ve Marshall Planı kapsamında Türkiye’de yalnızca ekonomik değil, askeri ve kurumsal alanda da dönüşümler yaşanmış; Amerikan askeri yardım heyetleri kurulmuş, hiyerarşi ABD sistemi örnek alınarak yeniden düzenlenmiştir. Bu doğrultuda Başbakanlığa bağlı olan Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştır.


1950’lerin sonunda MAH, özellikle Sovyetler’e karşı istihbarat faaliyetlerinde Batılı müttefiklerle yakın iş birliği içerisinde bulunmuş, Uranyum madenleriyle ilgili bilgiler Batı ile paylaşılmıştır. Nükleer silahlanma yarışı bağlamında bu raporlar ABD ile ilişkileri güçlendirmiştir. 1955’te MAH personelinin CIA eğitimleri için ABD’ye gitmesi planlanmıştır. Ancak 1956’da dönemin Başbakanı Adnan Menderes, teşkilatla ilgili sıkıntıların arttığını düşünerek Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur’dan araştırma yapmasını ve MAH hakkında rapor hazırlamasını istemiştir. Korur’un raporu, MAH bünyesindeki bazı birimlerin doğrudan Amerikalılardan, İngilizlerden, Fransızlardan ve İtalyanlardan düzenli ödeme aldığını ortaya koymuştur. Tespitlere göre Amerikalılar ayda 100 bin, İngilizler 30 bin, Fransızlar 7-8 bin ve İtalyanlar 4 bin lira ödeme yapmışlardır.


Menderes, ABD ile yakın ilişkileri bozmadan teşkilatta düzenlemeler yapmak istemiş ve 1957’de MAH Başkanlığı’na Hüseyin Avni Göktürk’ü atamıştır. Ancak Göktürk döneminde de Amerika ile ilişkiler Menderes’in beklentileri doğrultusunda tam olarak şekillenmemiştir; zira MAH kaynak bakımından yetersiz bir dönemden geçtiği için eğitim faaliyetleri Amerikalılar tarafından yürütülmüştür.


Soğuk Savaş boyunca Türkiye, özellikle coğrafi konumu nedeniyle sinyal istihbaratı faaliyetlerinde kritik rol oynamıştır. CIA’in 1954’te başlattığı U-2 casus uçağı programında İncirlik Üssü önemli bir merkez olmuştur. 1 Mayıs 1960’ta Sovyetler, bir U-2 uçağını düşürünce büyük bir kriz yaşanmış, Türkiye hem güvenlik hem de diplomasi açısından zor durumda kalmıştır. Bu olay, MAH’ın iç değerlendirme sürecini hızlandırmış ve MİT’in kuruluş sürecine giden yolu açmıştır.


27 Mayıs 1960’ta gerçekleştirilen askeri darbe ile Adnan Menderes hükümeti devrilmiş; Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilmiştir. Bu gelişme, Türkiye’nin Soğuk Savaş’ın kalan yıllarında istihbarat ve güvenlik politikalarını daha çok iç siyasete odaklı belirlemesine yol açmış, Amerika ile MAH arasındaki istihbarat ilişkilerinde azalmaya sebep olmuştur.


Darbe sonrası Milli Birlik Komitesi, MAH’ı tasfiye ederek yeniden yapılandırma sürecine girmiştir. Bu doğrultuda 1961’de Milli İstihbarat Teşkilatı Kanun Taslağı hazırlanmış, 1965’te 644 sayılı Kanun kabul edilmiştir. 22 Temmuz 1965’te yürürlüğe giren düzenleme ile Başbakanlığa bağlı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) kurulmuştur. CIA’ye benzer şekilde tasarlansa da MİT, hem iç hem de dış istihbaratı yürütmekle görevlendirilmiştir.


1960–1980 döneminde MİT ağırlıklı olarak iç tehditlere odaklanmıştır. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra MİT Kanunu yeniden düzenlenmiş ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 1984’te yürürlüğe girmiştir. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Soğuk Savaş sona ermiş, Türkiye güvenlik politikalarında daha bağımsız hareket etme imkânı bulmuştur. Bu süreçte MİT, görev alanını genişleterek çok boyutlu bir kurum haline gelmiştir.


KAYNAKÇA

Bezci, E. (2023). Türk İstihbaratı ve Soğuk Savaş ABD ve İngiltere Arasında Türk Gizli Servisi. İstanbul: Kronik Kitap.

Kaygusuz, Ö. ve Özkan, B. (Der.). (2023). Devletin Güvenliği Adına Türkiye’de Milli Güvenlik Siyaseti. İstanbul: İletişim Yayınları.

Özkan, T. (2010). Milli İstihbarat Teşkilatı MİT’in Gizli Tarihi. İstanbul: Cumhuriyet Kitapları.

Safi, P. (2023). Milli İstihbarat Teşkilatı 1826 – 2023. İstanbul: Kronik Kitap.

Şarlak, Z. (2022). Türkiye’nin Milli Güvenlik Devleti Kökeni, Gelişimi, Dönüşümü. İstanbul: İletişim Yayınları.

Yorumlar


bottom of page